Şirket Haberleri
01
Filistin ve İsrail biyolojik ve kimyasal bir savaş başlatıyor. Delta Force ortaya çıkıyor ve Gazze'deki yer altı tünellerine sinir gazı enjekte ediyor!
2024-04-28 09:04:19
Middle East Eye haberine göre İsrail, ABD Donanması gözetiminde Hamas tünellerine sinir gazı enjekte edecek.
İsrail'in tünellere sinir gazı enjekte etme davranışını da anlamak kolay, yani kara saldırısı boşa çıktı, çünkü Gazze Şeridi'nin altında 500 kilometreden fazla tünel var. İsrail ordusunun kara operasyonlarına önemli bir direniş getirdiler, böylece İsrail'in uluslararası sözleşmelerin ve Cenevre Sözleşmesi'nin açık bir ihlali olan sinir gazı kullanımının dikkate alınması gerekiyor.
Ancak bu hikayeyle ilgili orijinal metinde bulduğum iki saçmalık var ve şunu söylüyor:
Çeviri: ABD Delta Gücü, "fiziksel aktiviteyi altı ila on iki saat boyunca felç edebilecek Hamas tünellerine büyük miktarlarda sinir gazı enjeksiyonunu" denetleyecek.
"6-12 saat boyunca felç edici fiziksel aktivite" ne anlama geliyor?
Uykuya dalmak ve bilincini kaybetmek gibi mi?
yanlış!
Sinir gazı uyku hapı değildir. Gazı soluyan kişilerde gözbebekleri anında daralmaya başlar, tükürük salgısı bozulur, kasılmalar olur, idrar ve dışkı tutamama meydana gelir ve akciğerlerdeki solunum kaslarının kontrolü kaybolur.
Bu durumda, sinir gazını soluyan insanlar komik görünümlü ama son derece acı verici bir şekilde ölecekler; kendi tükürüklerinde boğularak ya da yavaş ama geri dönüşü olmayan solunum yetmezliğinden ölecekler. Sanki birisi yavaş yavaş boğazınızı tutuyor ve onlarca dakika boyunca sizi yavaşça boğuyor.
Üstelik sinir gazının etki mekanizması "biyolojik sinirlerin organlara bilgi aktarma sürecini bloke etmektir." Bu, vücuttaki reseptörlerin kendi başarısızlığının acısını beyne geri iletmesini engelleyemeyeceği anlamına gelir.
Tercüme, sinir gazını soluyan kişilerin, uzun bir süre boyunca son derece bilinçli bir halde, son derece acı verici bir şekilde ölecekleridir.
Sinir gazının 32 yıl önce kimyasal kitle imha silahı olarak sınıflandırılmasının nedeni de budur.
Bana burada deme, Gazze'deki o tünellerin güvenlik tedbirleri yok mu? Hangi hava filtreleme tesisleri, iki set harici ve dahili sirkülasyon ekipmanı ve koruyucu kapılar vb.
Hiç yok!
Lütfen Gazze Şeridi'nin 56 yıldır boğucu İsrail işgali ve 16 yıldır süren abluka nedeniyle acı çektiğini anlayın.
Bu dönemde İsrail su, elektrik, petrol ve ilaçları kısıtladı; çimento, metal, su boruları gibi inşaat malzemelerini sıkı bir şekilde bloke etti.
Peki lütfen söyleyin bana, Gazzeliler kendilerini sinir gazından korumak için ne kullanıyor? Sinir gazını filtrelemek için ne kullanılır?
Ama hâlâ biliyor musun?
İsrail saldırısına daha iyi direnebilmek için bu tünellerin çıkışlarının bir kısmı vahşi doğada inşa ediliyor, ancak önemli bir kısmı da hastanelere, okullara, fabrikalara ve diğer yerlere bağlanıyor.
Peki, bu sinir gazlarının kullanımı resmi olarak onaylanıp tünel ağına yayılmaya başladığında sonuçları ne olacak? Lütfen söyleyin bana.
Ayrıca bu haberde ikinci bir gülünç nokta daha var: O da ABD'nin askeri denetimi.
ABD askeri denetimi nedir? Dozaj kontrol ediliyor mu?
Veya plan başarılı olursa ve kamuoyu başarıyla yönlendirilirse, o zaman ABD ordusu "yüzlerce rehineyi kurtaran barışın koruyucusu ve bölgesel durumun dengeleyicisi" olarak abartılacak mı?
Eğer plan başarısızlığa uğrar ve çok sayıda masum Gazzelinin ölümüne yol açarsa, o zaman da konuyu abartma fırsatına sahip olacaklar: "ABD ordusu elinden geleni yaptı, biz bölgesel barışı korumak için çok çalışıyoruz ama İsraillileri bundan mahrum edemeyiz." kendi güvenliklerini koruma hakları vardır." "asil jest".
Ortaya çıkan tüm gerçekler arasında, Amerikan askerlerinin gerçek özgürlüğü ve gerçek adaleti korumak için gerçekten harekete geçtiği bir zaman oldu mu?
Dolayısıyla ABD'nin bu kez Delta Force'u göndermesindeki asıl amacın, sadece İsrail'i denetlemek ve onun her iki taraf için de zor sonuçlara yol açacak kadar çılgına dönmesini engellemek değil, aynı zamanda savaş alanı yönetimi açısından da belirsiz olduğu söylenebilir.
Peki savaş alanı yönetimi nedir?
Yani kendi aleyhine olan haberleri içeriden engelleyip dışarıya yayılmasını engellemek, gerçekten cesareti olan ve hakikati dışarıda aramak isteyenlerin keşfetmesini engellemek.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, gerçekten zayıflar adına konuşanların, hatta tarafsız olanların neredeyse hiç sesi yok çünkü Amerika Birleşik Devletleri onlarla anlaşmak isterse açıkça konuşur, bunu asla saklamaz ve hatta bununla ölümüne başa çıkmaya çalışın.
Ve eğer bu kadar hırslı insanlar bazı gizli gerçekleri ortaya çıkarmak amacıyla tehlikeli yerlere tek başlarına giderlerse, onları ne bekliyor olacak? Lütfen söyleyin bana.
Bu arada unutmuş olduğunuz bir gerçeği daha eklemek isterim.
Yani İsrail, 10'unda, 16 gün önce Gazze'ye karşı beyaz fosfor bombası kullanmıştı.
Beyaz fosfor havada yandığında, fosfor pentoksitin yanı sıra karışık duman ve klorür ve nitrojen oksit tozu üretecektir. İnsanların bu gazları soluması halinde solunum sistemi hasarına, boğulmaya ve zehirlenmeye, hatta cilt yaralanması olanlarda septisemiye neden olabilir.
Bu nedenle, beyaz fosfor bombaları bir dereceye kadar "kesinlikle sınırlandırılmış silahlar" olarak "yarı kimyasal kitle imha silahlarına" da aittir.
Daha da kötüsü, eğer kişi bu zehirli gazları solumazsa ve doğrudan beyaz fosforla kirlenirse, havada doğal olarak bulunan ve sıcaklığı doğrudan 500 dereceye ulaşabilen bu kimyasal madde doğrudan solunacaktır. Derinizi acımasızca kızartın, etinizi yakın, iliğinizi haşlayıp kurutun.
Şimdi bir şey daha söyleyeyim, İsrail'in 16 gün önce beyaz fosfor bombası kullandığını hâlâ hatırlıyor musunuz?
Cevabınız evet ise size tekrar soracağım.
İsrail'in 2008-2009 gibi erken bir tarihte Gazze Şeridi'ne beyaz fosfor bombası attığını biliyor muydunuz?
Hayır, unutmuş olmalısın ve özellikle bakmamış olsaydım ben de unuturdum.
Yani insanlar böyledir, kamuoyu akan su gibidir, internetin hafızası yoktur. Sadece sen değil, ben bile. Şimdi Gazze halkının çektiği acılardan dolayı üzgünüz ve İsrail'in eylemlerine öfkeliyiz.
Ancak sinir gazının tehlikelerini ve Gazzelilerin hayatlarının ne kadar perişan olduğunu ne kadar anlatırsam anlatayım, gerçekte orada yaşayan Gazzelilerin acılarıyla karşılaştırılamaz.
Eklemek için son bir şey. Bilgileri daha ayrıntılı kontrol ettiğimde şunları eklediklerini gördüm:
Çevirisi şöyle:
Önüne "haberin doğruluğu şu anda doğrulanamıyor" niteleyicisini eklediler. Bunun olduğunu birçok kez gördük.
Hala söylüyorum, gözlerimizi Gazze'den ayırmadığımız sürece gerçek bizi terk etmeyecektir.
Ayrıca bugünden sonra Gazze'de gazdan ölenlerin sayısıyla ilgili haber alınırsa şaşırmayın.